Cuma akşamı Makas Oyunları-1'in ardından Makas Oyunları-2'yi de seyretme fırsatını bulduk. Ve galiba oyunu son gününde yakaladık. O da bu kez Dido&Ongun sayesinde oldu diyebilirim aslında. Durucuk'u evde bırakabilecekleri bir Cuma akşamını DOT ile değerlendirmek isteyip bize de haber verince ve biz de her zamanki gibi DOT'a hayır diyemeyince 28 Şubat akşamı saat 21.00'de G-Mall'da buluştuk.
Makas Oyunları, bir "Theatre Uncut" projesi. 2011 yılında Britanya'da başlayan bu projede oyun yazarlarından kısa ve vurucu oyunlar yazarak güncel politik durumları da ele almaları istenmiş. Oyundan çok skeç tadında kısa oyunlardan oluşan bir derleme gibi. İlkinde dört adet kısa oyun vardı. Bu kez üç oyun var karşımızda.
İlki Ev Ekonomisi. Lucy Kirkwood'un yazdığı, Murat Daltaban'ın yönettiği oyunda kapitalizmin acımasız yüzü anlatılıyor. Her şeyin bir fiyatı olduğu, her şeyin satılabileceği vurgusu yapılıyor. Ama aklınıza bile gelmeyen şeylere bile bir fiyat biçilebilir. Örneğin her gün yüzdüğünüz denizin bir kısmı, yaşlı anneanneniz, vs...
İkinci oyun Bedel'in temelinde de aynı mantık yatıyor aslında. Her şeyi satın alabileceğiniz bir süper marketteyiz bu kez. Hani anne-baba olmak istiyorsanız parasını verip istediğiniz yaşta çocuk bile alabiliyorsunuz. Bütçeniz yetmezse, bazı lükslerinizden vazgeçmek istemezseniz -örneğin rokfor yemezsem olmaz diyorsanız- fiyatları daha uygun olan defolu çocuklardan da alabilirsiniz. Pınar Töre ve Mert Öner'in böyle bir markette alışveriş yapan bir çifti canlandırdıkları bu ikinci oyunda çok güldük doğrusu.:)
Ama aralarından en favorimiz kesinlikle son oyun olan Köy'dü. İbrahim Selim ve Gizem Erdem ikilisini ayrı düşünemez oldum zaten artık DOT sahnesinde. Çok iyi anlaşıyor ve partner olarak birbirlerini tercih ediyor olmalılar. Gerçekten aralarındaki uyum ve yakınlık seyirciye de yansıyor. Köy'de doğadan ve gerçek doğasından koparak çok daha yabancı ve kısıtlayıcı bir konuma evrilen insanoğlunun hali anlatılıyor. İzledikçe durumumuzun gerçekten pek de içler acısı olduğunun farkına varıyoruz. David Creig'in yazdığı oyunu yine Murat Daltaban yönetmiş.
Ekip olarak DOT'tan her zamanki gibi pek memnun ayrılsak da ben açıkçası bu serinin bitmiş -ya da ara vermiş- olmasına çok da üzülmüyorum. Gerçek bir DOT oyunu özlemi içindeyim. Ve sanırım 14 Mart'ta sahnelenmeye başlayacak Fight Night ile de bu özlem bitecek! Biz Twitter hesabından gelişmeleri yakınen takip ediyoruz, size de tavsiye ederiz. ;)
İyi seyirler...
No comments:
Post a Comment